batur_han
##SÜPER MODERATOR##
Mesaj Sayısı : 400 Yaş : 30 Nerden : 8-F den İş/Hobiler : satranç-bilgisayar oyunları Lakap : bambam <i><b>REP PUANI</b></i> : <b><i>PAYLAŞIM</b></i> : <u><b>Tuttuğu takım</b></u> : ***FENERBAHÇE*** Kayıt tarihi : 27/12/07
| Konu: Dersimiz: Kuvvetler ayrılığı Çarş. Ocak 23, 2008 8:07 am | |
| Erdoğan: Herkes yerini bilsin, yargı ihsas-ı rey yeri değil. ******: Hükümet yargıyı kuşatıyor. Yargı: Yasama, yargı kararlarına karşı düzenleme yapamaz. Toptan: Yargı norm koyamaz, olanı uygular.
Aydınlanmacı Fransız düşünür Baron de Montesquieu'nin, demokratik devlet yönetimini düzenleyen bir model olarak ortaya attığı 'Kuvvetler Ayrılığı' ilkesi yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız işlemesi esasına dayanıyor.
Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan itibaren bunu anayasal ilke olarak benimsedi ancak 'Güç kimde?' tartışması 85 yıldır bitmiyor. Son 'güç kimde' tartışması üniversitelerdeki türban sorunu üzerinden gündeme geldi.
Tartışmanın baş aktörleri düne kadar Başbakan Tayyip Erdoğan, Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Sumru Çörtoğlu'nun başında olduğu Danıştay Başkanlar Kurulu, ve CHP Genel Başkanı Deniz ******'dı. Dünse tartışmaya TBMM Başkanı Köksal Toptan, Yargıtay Birinci Başkanvekili Osman Şirin ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok (TTB) ile Yargıç ve Savcılar Birliği (YARSAV) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da katıldı.
Erdoğan'ın önceki hafta yaptığı "Siyasi bir simge olsa bile üniversitede türban yasaklanmamalı" çıkışının ardından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, sert bir açıklama yaptı. Yalçınkaya, siyasi partilerin laiklik gibi temel ilkeleri hedef alan girişimlerde bulunamayacağını belirterek AKP hakkında kapatma davası açabileceği imasında bulundu. Aynı şekilde Danıştay Başkanlar Kurulu da sert bir açıklama yaparak bu konudaki yargı kararlarının görmezden gelinemeyeceğini söyledi.
'Yargı ihsas-ı rey makamı değil' Başbakan Erdoğan bu açıklamalara yanıt vermekte gecikmedi: "Milletin başörtüsüyle niye bu kadar uğraşıyorsunuz? Bu din ve vicdan özgürlüğüne girmezmiş, ne özgürlüğüne girer? Bu ülkede eğer kuvvetler ayrılığı ilkesi varsa herkes yerini bilmeli. Yargı ihsas-ı rey makamı değil. Partilere baskıya kimse gayret etmesin."
Erdoğan'ın yargıya yüklendiği durumlarda hemen her zaman açıkça yargıdan taraf olan ******, son tartışmada da bu tavrını sürdürdü. AKP ikdidarının yargıyı kuşatma amacı güttüğünü iddia eden ******, Erdoğan'ın yargıya yönelik son çıkışını değerlendirirken "Başbakan yine esti gürledi.
Ama ayağının suya ineceğini umut ediyorum. Yakında yelkenleri suya indirir" dedi. Tartışmaya dün dahil olan TBMM Başkanı Köksal Toptan'sa yüksek yargıdan gelen açıklamalara tepki göstererek "Millet adına TBMM tarafından kullanılan yasama yetkisi mutlaktır. Bu yetkiyi kısıtlayabilecek hiçbir güç yoktur" dedi.
Erdoğan'ın eleştirileri 'sınır'ı aştı Darbelerle dolu Cumhuriyet tarihi boyunca kuvvetler arasındaki çatışmalar hep sürse de TBMM'de tek başına çoğunluğu yakalayan AKP hükümetleri döneminde yasama ve yürütme yetkisinin tek elden kullanılması, bu çatışmaları doruğa çıkardı. Başbakan Tayyip Erdoğan Danıştay'ın bir öğretmenin türban yasağıyla ilgili bir kararını değerlendirirken "Hukuk içerisinde tanımlayamıyorum. Başbakan olarak kararı kınıyorum" sözlerini kullanmış, bu sözler 10 Mayıs 2006'daki Danıştay saldırısının ardından muhalefet tarafından "hedef gösterme" olarak algılanmıştı.
Erdoğan, yargıya eleştirisini zaman zaman misakı milli sınırları dışına taşırmış, Türkiye'deki türban yasağına geçit veren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne "Sana mı kaldı türban konusunda karar vermek, bu ulemanın işidir. Ulema ne diyorsa o olur" diye seslenmişti. Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi'nin 367 kararından sonra yaptığı değerlendirme ise "Bu, demokrasiye sıkılmış kurşundur" olmuştu. | |
|