batur_han
##SÜPER MODERATOR##
Mesaj Sayısı : 400 Yaş : 31 Nerden : 8-F den İş/Hobiler : satranç-bilgisayar oyunları Lakap : bambam <i><b>REP PUANI</b></i> : <b><i>PAYLAŞIM</b></i> : <u><b>Tuttuğu takım</b></u> : ***FENERBAHÇE*** Kayıt tarihi : 27/12/07
| Konu: Türkiye sağa kaydı Salı Ocak 22, 2008 9:15 pm | |
| Türkiye sağa kaydı
Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Ersin Kalaycıoğlu ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Ali Çarkoğlu'nun birlikte yaptığı "Türkiye'de Sosyal Tercihler Araştırması" açıklandı. Araştırmaya göre, Türkiye'de 1990'da yüzde 21.8 olan soldaki seçmen oranı bugün yüzde 19.4'e indi. Buna karşın sağda 1990'da yüzde 22.7 olan oy oranı, bugün yüzde 37.7'ye çıktı
Pınar Aktaş
Türkiye'de belli aralıklarla farklı isimler altında yapılan tercihler araştırmasına göre, hükümetten memnun görünen Türk halkının Avrupa Birliği (AB) konusunda desteği azaldı. AKP'nin iktidara gelmesinin ardından yüzde 70'lere kadar çıkan bu destek, 2006 yılı itibariyle yüzde 57.3'e inerek 10 yıl önceki düzeye geriledi. Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Çarkoğlu'nun birlikte hazırladığı "Türkiye'de Sosyal Tercihler Araştırması" dün açıklandı. Araştırma 23 ilde, 18 yaş ve üzerinde, yüzde 44'ü köy doğumlu, 1846 kişiyle yüz yüze görüşmelerle yapıldı. İşte araştırmanın bazı sonuçları: Seçmen, 2002 ile karşılaştırıldığında, bugün iktisadi durumundan daha memnun ve umutlu. Bunun yansıması olarak 2002'de halkın yarısı "hayattan memnun değil"ken, bugün yüzde 60'ı "hayatından memnun olduğunu" belirtiyor. Seçmenin yüzde 53'ü hükümetin performansından memnun olduğunu ifade ederken, yüzde 54.6'sı demokrasinin işleyişinden memnun olmadığını belirtiyor. Halk, "Türkiye'nin en önemli sorunu" olarak, 4 yıl önce olduğu gibi, 2006'da da işsizliği görüyor. Terör ve ulusal güvenlik de başlıca önemli sorunlar arasında sayılıyor.
AB'ye destek azaldı Türk halkının AB'ye desteği ise 1996'daki yüzde 55'lik değere yaklaştı. Türk halkının yüzde 48'i AB'nin Türkiye'ye yararlı, yüzde 22'si ise zararlı olacağını düşünüyor. Yüzde 56.6'lık dilim ise Türkiye'nin sorunlarını AB'nin değil, kendisinin çözebileceği inancında.
Din temelli özgürlük Din temelli muhafazakârlık göstergelerinde "Müslümanlık dışındaki dinleri yaymaya çalışan misyonerlerin çalışması kısıtlanmalı", "Ramazanda lokanta ve kahveler iftara kadar kapalı olmalı" ve "Kızımın Müslüman olmayan birisiyle evliliğine karşı çıkarım" önermelerini çoğunluk onaylıyor. "Örf-Âdet Temelli Muhafazakârlık Göstergesi Olarak Tutumlar" bölümünde, katılımcıların büyük çoğunluğu, "Kişinin namusuna yöneltilen bir saldırı her zaman cezalandırılmalıdır", "Her genç, kandil, bayram gibi özel günlerde büyüklerini ziyaret edip onların ellerini öpmelidir", "Bir gencin büyüklerinin yanında içki içmesi saygısızlıktır" önermelerine de katılıyor.
Çok para hilesiz kazanılmaz Araştırmaya katılanların yüzde 64'ü "kuralsız" bir tutum sergiliyor. Katılımcıların çoğu, "Ankara'daki hükümete başvurmanın bir anlamı yok, çünkü onlar yalnızca kendilerini düşünüyor", "Sıradan vatandaşın durumu her geçen gün daha kötüye gidiyor", "İnsan amacına ulaşmak için her yola başvurabilir", "Çok para hilesiz kazanılmaz" önermelerine hak veriyor.
Ölü kahraman daha iyidir Dogmatizm ve siyasi hoşgörüsüzlük açısından katılımcıların yüzde 65'i olumsuz bir tablo çiziyor. "Ölü bir kahraman olmak, yaşayan bir korkak olmaktan iyidir" önermelerine büyük çoğunluk "katılıyorum" derken, "Fikir özgürlüğü değerli bir amaç olsa da ne yazık ki bazı siyasi görüşleri kısıtlamak gerekli" önermesine ise katılımcıların yüzde 51'i "evet" diyor.
Eşcinsellere hoşgörü yok "Demokratik Değerler ve Hoşgörü" başlığı altında ise katılımcılar görüşleri ne olursa olsun herkesin fikirlerinin özgürce ifade edilebilmesini savunuyor. Vatandaşların protesto etme hakkı olduğuna ve idam cezasının kaldırılmasının iyi olduğuna inanan çoğunluğun yüzde 31'i homoseksüellerin herkes kadar saygıya layık insanlar olduğunu düşünüyor.
Namusa dil uzatana ceza Araştırmanın "Muhafazakârlık Göstergesi Olarak Tutumlar - Lane (1955)" bölümünde yer alan "Namusumuza dil uzatılması hiçbir zaman cezasız kalmamalıdır" şeklindeki önermeye katılımcıların yüzde 87'si onay veriyor.
Şeriat isteyenler azaldı Katılımcıların yüzde 63.8'i insanların Müslümanlığın gereği olan ibadetleri serbestçe yerine getirebildiğini söylüyor. Yüzde 25.5'i ise Türkiye'de dindar insanlara baskı yapıldığını düşünüyor. Baskı örneklerinin en başında ise "türban" geliyor. Ancak araştırmaya göre imam hatip liseleri sanıldığının aksine, bir baskı örneği olarak görünmüyor. Şeriata dayalı devlet düzeni isteyenlerin oranı da 1999'da TESEV'in yaptığı çalışmadaki yüzde 21'lik orandan bir hayli düşük. Araştırmaya göre, Türk toplumunun yüzde 9.1'i şeriat istiyor.
Askeri yönetime yüzde 40 destek
Araştırma sonuçlarına göre askeri yönetimin seçilmiş hükümetlerden daha iyi olacağı fikrini "çeşitli ölçülerde" kabul edenlerin oranı yüzde 40 çıktı. Araştırmada, "Devlet Merkezci Otoriter Tutumlar" başlığı altında yer alan "Okullar çocuklara itaatkâr olmalarını öğretmeli", "Ülkeyi yönetenler güçlü, zeki olmalı ve gerektiğinde ülkeyi güç kullanarak tek başlarına yönetebilmeli", "Ülkenin çıkarları büyük tehlike altında olduğu zaman insan hakları ihlalleri yaşanabilir" şeklindeki önermeler ankete katılanların yarısı veya yarısından fazlası tarafından onaylanıyor.
Merkezde seçmen çok, parti yok
Araştırmada 1996'da yüzde 20 olan aşırı sağ eğilimin, bugün yüzde 11'lere düştüğü kaydediliyor. Orta sağ hâlâ ağırlığını korurken, solda hemen hemen hiçbir kımıldama görünmüyor. 1990'da yüzde 21.8 olan soldaki seçmen oranı bugün 19.4 oranında. Buna karşın sağda 1990'da yüzde 22.7 olan oy oranı, bugün yüzde 37.7 düzeyinde. Seçmenlerin siyasi partileri yerleştirme durumlarına göre, CHP solda, AKP ise sağda görünüyor. Merkezde ise hiçbir parti yer almıyor. Prof. Dr. Kalaycıoğlu, sağın ağırlığını koruduğunu ancak yüzde 33 oranında seçmenin bulunduğu merkezde siyasi parti bulunmadığına dikkat çekerek, "Böyle bir ortamda partilerin ortadaki oya doğru rekabet göstermesi beklememiz gereken bir şeydir. Seçmenin fikri, bu partilerin ortanın yakınında bile olduğunu içermiyor. Siyasi partiler daha merkeze doğru gelip daha ılımlı sularda avlanmak durumundalar" diye konuştu. Kalaycıoğlu, askeri bir yönetimin seçilmiş hükümetlerden daha iyi olacağı fikrini çeşitli ölçülerde kabul eden seçmenin oranının ise yüzde 40'a ulaştığını vurguladı. Doç. Dr. Çarkoğlu ise sağa yönelişin uzun dönemli olduğuna, hem iç hem de dış dinamikleri bulunduğuna işaret ederek, "Sovyetler'in çöküşünden sonra gerek Kafkas gerek Balkanlar'da önemli çatışmalar oldu. Bu çatışmaların Türkiye'de akrabaları var. Bosna, Azerbaycan-Ermenistan çatışması, Çeçenistan olayları Türkiye'de sağın yükselişine bir temel hazırlamıştır. Uzun dönemde iç dinamikleri daha da vurgulamak gerekirse Güneydoğu'daki PKK terörü..." dedi. | |
|
YuGi_ALEXİS
ADMİNİSTAROR
Mesaj Sayısı : 134 Yaş : 31 Nerden : YA biyerden Geleyom ama.... İş/Hobiler : Resim/futbol/tABİKİDE BLUE DİNLEMEK Lakap : Psiko ADMİN...LEE RYAN <i><b>REP PUANI</b></i> : <b><i>PAYLAŞIM</b></i> : <u><b>Tuttuğu takım</b></u> : [Ua]Galatasaray[Ua] Kayıt tarihi : 26/12/07
| Konu: Geri: Türkiye sağa kaydı C.tesi Ocak 26, 2008 4:16 pm | |
| saol baturhan eline sağlık.. | |
|