By_Eldorado
ADMİNİSTAROR
Mesaj Sayısı : 195 Yaş : 30 Nerden : Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu İş/Hobiler : Pc oyunları oynamak-sevdiğim filmlere bakmak-tv islmek... Lakap : Bulamadm <i><b>REP PUANI</b></i> : <b><i>PAYLAŞIM</b></i> : Kayıt tarihi : 27/12/07
| Konu: Dementium: The Ward C.tesi Ocak 05, 2008 10:36 pm | |
| Nintendo DS için geniş bir oyun çeşidi olduğunu söylersek sanırım yanılmayız. Her türden yapımın, her türden insan için yer bulabildiği bu ufak konsolun belki de zaman içindeki tek eksiği gerçek anlamda oyuncuya korkuyu hissettirecek ve DS’in olanaklarını sonuna kadar kullanacak bir oyundu. Uzun süredir yapımına devam edilen Dementium: The Ward’ın yayımlanan video ve ekran görüntüleri ise bu açığı kapatacak kapasiteye sahip olduğunu gösterir gibiydi. Ama ne yazık ki paçaları çok erken sıvadığımızı ancak oyunu edindiğimizde anladık. Neden mi? Neden yaptın bunu? Dementium, kendi dalındaki birçok korku oyunundaki gibi ve ne yazık ki hastanede başlıyor. Aslında yapımcıları da suçlamamak lazım. En çok kan ve ölü bulunabilecek bir ortam sonuçta hastaneler…Karakterimiz ne zaman ve nereden geldiğini hatırlamayan, uyandığında kendini yalnız başına bir odada bırakılmış olarak bulur. Her taraf kan ve rutubet (Ehh, yapmış adamlar) içindedir. Hastanenin hemen terkedilmesi anonsları içinde hafızamızı tazeleyecek birkaç ip ucu ararken bırakılan ufak not ile başlar maceramız, ‘Neden yaptın bunu?’. Tecrübeli oyuncular bu notun ne anlama geldiğini çabucak anlayacaklardır eminim. Koridorlarda dolaşmaya başladığınızda etrafın fazlasıyla sessiz ve sizi nedensiz yere öldürmeye çalışan yaratıklarla dolu olduğunu anlarsınız. Bundan sonra tek yapmanız gereken ise bu sözde hastaneden bir an önce ve canlı olarak çıkmaktır. Fakat bu hiçte kolay değil. Oyunumuz bir FPS/korku/macera oyunu. Silent Hill’da olduğu gibi, birbirinden farklı bulmacaları çözerek, doğru yolu bulmaya çalışıyoruz.. Ama onun kadar ‘açık’ olduğunu söylemek zor. Dementium oyuncuyu genelde kapalı mekanlara alıştırmaya çalışan bir yapım. Kilitli kapılar, mesajlarla dolu duvarlar, kırık, dökük tuvaletler ve odalar, sonu gözükmeyen koridorlar. Korku teması ise bilinmeyene ve karanlığa saklanmış şekilde. Oyuncuya verilen ‘yalnızlık’ hissi fazlasıyla etkileyici. Bu yüzden, ne zaman ne ile karşılaşabileceğinizi pek kestiremiyorsunuz. Çoğunlukla tek yoldan ilerlemek zorunda kalsanız da, önünüze gelen kapıyı açıp açmamak konusunda tereddüt edeceğinizi garanti edebilirim. Etrafa yerleştirilmiş bulmacalar ise önceden gördüklerimize benzer nitelikte. Ufak notlarda yazılan sırlar, gizli yerlere saklanmış anahtarlar hiç de yabancı gelmiyor değil mi? Oynanış olarak ise yeterince kullanıcı dostu bir düzeyde. Yön tuşları ile hareket ederken, kalemimizle alt ekranda mouse görevini devralıyoruz. Sol omuz tuşu ile de saldırı fonksiyonu sorunsuz çalışıyor. Yalnız bu türe alışkın olmayanlar için birkaç dakika zorlu geçecektir. Özellikle bir yere yaslamadan oynadığınız zamanlarda hafif el ağrıları çekmeniz olası. Ekran dağılımı ise birçok FPS yapımındaki gibi. Üst ekranda karakterimizi takip ederken, alt ekranda hem onu yönlendiriyor, hem de not defteri, harita ve eşya çantamıza giriş yapabiliyoruz. Not defterini Hotel Dusk’ta da örneğini gördüğümüz gibi kendi el yazımızla doldurmamız mümkün. Harita ise girdiğimiz ya da kilitli kapıları hafızasında tuttuğu için böyle bir tür için gayet yeterli. | |
|
Orkutay_uA Aktif Üye
Mesaj Sayısı : 68 Yaş : 30 Nerden : Evden;) İş/Hobiler : Öğrenci Lakap : __[L!ON K!NG]__ <i><b>REP PUANI</b></i> : <b><i>PAYLAŞIM</b></i> : Kayıt tarihi : 26/12/07
| Konu: Geri: Dementium: The Ward Cuma Ocak 25, 2008 7:37 pm | |
| Mesajları lütfen dogru yere yazın!!! | |
|